İbrahim GÜRBAŞ


HAYAT BİR GÜNDÜR O DA BUGÜNDÜR


Hayat; kısa bir öyküdür, uğruna upuzun acılar çektiğimiz.
Tık, tık, tık…
Kim o?
Hazırlan gidiyoruz.
Sen kimsin? Nereye gidiyoruz?
Sıran geldi. Gerçek evine gidiyoruz.
Gerçek ev mi? Sen! Yoksa!
Evet. Hadi gidelim.
Dur bir dakika…Bir sürü yarım işim var.
İş yarım kalmaz. Birileri tamamlar. Oyalanma artık.
Çocuklar, onlar daha çok küçük, bari vedalaşsaydım.
Sen olmadan da büyürler, hadi bekliyorlar.
Bekliyorlar mı? Onlar da kim?
Gidince görürsün.
Anladım. Anladım ama kalbini kırıp, gönlünü alamadıklarım, iyiliğini görüp, karşılık veremediklerim var. Anlayacağın borçlu gitmek istemiyorum.
Bunu zamanında düşünseydin!
Zamanında mı? İyi de ben daha zamanın var sanıyordum…
Hepiniz aynısınız… Zaman dediğin içinde bulunduğun an….
Bunun ötesi yok.
Keşke, keşke…
Devam etme. Bugünü yaşarken hep yarın var gibi davrandın.. Sana verilen bu hayatın tadını çıkarmadın ve zamanın sana getirdiklerin sorumluluklarını yerine getirmedin.. Bu sana son uyarı …Şimdi gitmiyoruz… Ama her an gidebiliriz. Bir daha geldiğimde önünde umut, arkanda pişmanlık olmasın!!!!
Hayat su gibi akıp gider önümüzde ve biz hep yarının kaygısını yaşar ve bugünü yaşamayı unuturuz Bir gerçek vardır ki bugün dünün yarınıydı… Hep bir şeyleri kaybetmek korkusuyla ve gerçeklerle yüzleşmenin endişeleriyle bugün düne karışıp gidiyor. Her geçen bir zaman ömürde gidendir zaman bizler için sunulan en büyük hazine olduğunu biliyor ya da bilmeden yaşıyoruz. Bunun için bazen yarını düşünmekten, bugün için hiç bir şey yapmadan sadece uzaktan baka kalıyoruz…Hayat bir gündür o da bugündür… Her günün bize bir şansı var aslında telafisi imkansız olan şeyleri düzeltmemiz için, geçmişin keşkelerini silmek için verilen en büyük hazine, bugünü bugün yapan ise hayatın bize sunduklarını değerlerini bilip yaşamaktır. Bugünü yaşarken yarın yaşamayacak gibi ama bir de yarının ümidiyle yaşamanız dileğiyle …