Ayrıntılar>>>
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Erbakan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un İslam'a ve Hz. Muhammed'e yönelik hakareti savunmasına sert tepki gösterdi.
Erbakan, "Macron bu gibi adımlarla seçim kampanyasının baş finansörü olan ve kendisini Cumhurbaşkanlığı koltuğuna taşıyan Siyonist Rotschild ailesine de sadık bir hizmetkar olduğunu ortaya koymuştur." dedi.
'İslamofobi tüm Avrupa'ya yayılıyor' uyarısı
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan yaptığı yazılı açıklamada "İçinde bulunduğumuz dönemde Batı’yı kasıp kavuran Etnofobi ve İslamofobi’yi oluşturan etnik ayrımcılık ve İslam karşıtlığının ve bu doğrultudaki nefret söylemlerinin şu anda sadece Fransa’da değil, Avrupa'nın birçok yerinde yayılmakta olduğunu göz ardı etmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı'na hakaret kabul edilemez!
Erbakan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na yönelik hakaret içeren Charlie Hebdo karikatürünü de kınadıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un İslamofobik nefret ürünü olan bu karikatürleri ‘inanç ve ifade özgürlüğü’ bağlamında değerlendirmesi, öldürülen tarih öğretmeni Samuel Paty’yi Fransa’nın en büyük onur nişanı “Légion d’Honner” ile ödüllendirmesi ve bu ödülü verirken yaptığı talihsiz açıklamalarla tüm Müslümanları ‘potansiyel suçlu’ ilan etmeye kalkışması sahip olduğu İslam düşmanı zihniyetin tezahürüdür.
Macron’un yüksek akaryakıt fiyatları, vergi sistemindeki adaletsizlik, artan yaşam maliyetlerinin düşük gelirli vatandaşlara ağır yükler getirmesi sonucu ortaya çıkan ‘Sarı Yelekliler Hareketi’ nedeniyle içinde bulunduğu sıkıntılı ve sancılı dönemi unutturabilmek adına Müslümanları ve inandıkları değerleri hedef alarak iç istikrarı sağlaması asla mümkün değildir."
'Boykotun yanında dışa bağımlılığımızı azaltmalıyız'
'Başta Macron olmak üzere Batı'nın her fırsatta gerçek yüzünü gösterdiğini vurgulayan Erbakan; "Asıl soru biz ne yapıyoruz? Türkiye’de iktidar en yetkili ağızlardan; 'Bugüne kadar AB’ne girmek için bizden ne istedilerse yaptık, hangi şartları önümüze getirdilerse tamam dedik, fakat en sonunda anladık ki AB’nin bizi tam üye yapmaya en başından beri niyeti yokmuş' sözlerini sarf ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; ‘Fransız mallarını boykot’ çağrısını geçici, sınırlı ve popülist bir adım olarak görüyoruz. Burada asıl yapılması gereken, geçici çözüm olan ve yaptırım gücü çok sınırlı olan Fransız mallarını boykot çağrısı ile birlikte, yılda 70 milyar dolar dış ticaret açığına, 500 milyar dolara yakın dış borç stoğuna sahip ülkemizi dış bağımlılıktan kurtarabilecek adımların atılabilmesidir. 18 seneden beri uygulanan borç-faiz-zam-vergi ekonomisi yerine, üretim-istihdam-katma değerli ihracat ekonomisine geçilmesidir. Kendi ülkenizde yerli ürün olarak ürettiğiniz bir ürünü üretmekte kullanılan hammadde-malzemenin %80’ini ithal ederken yabancı ülke mallarına ne kadar boykot uygulayabilirsiniz?" ifadesini kullandı.
Macron ve Fransa dünyanın kaç bucak olduğunu görürdü
'Uygulanacak boykotun D-8 ülkeleriyle hatta D-60 ülkeleriyle, 2 milyarlık İslam alemiyle birlikte uygulanmasının çok daha etkili olacağını savunan Erbakan, "18 yıl boyunca AB'nin, Amerika'nın ve G-20'nin peşinde koşmak yerine D-8 canlandırılsaydı, D-60 hayata geçirilseydi bu boykotu bugün 2 milyarlık İslam alemi olarak yapardık. O zaman da Fransa da Macron da dünyanın kaç bucak olduğunu görürdü." şeklinde konuştu.