Ayrıntılar>>>
Yıldırım Belediyesi’nin her hafta düzenlemiş olduğu Siyaset Akademisi-Uluslararası İlişkiler Okulu’na konuk olan Araştırmacı Fatih Muslu, ‘Saddam Sonrası Dönemde Irak'ta Siyaset ve Güncel Gelişmeler’ konusu hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Kısa adı SETA olan Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı İstanbul Araştırma Direktörlüğü Araştırmacılarından Fatih Muslu, "Başarısız devletlerin bir karşılığını da Irak üzerinden görmek mümkün. Siyasi kurumların çöktüğü, ekonominin yalnızca petrol üzerinden döndüğü, farklı etnik ve dini grupların birbiriyle çatıştığı bir ülke görüyoruz. Gerçekten bu çok vahim bir durum" ifadelerini kullandı.
Ülkenin istikrarsız bir yapıda olmasının bölge ülkelerini de etkilediğini belirten Fatih Muslu, Türkiye'nin bölgesel bir güç olarak komşu ülkelerine yardımcı olabileceğinin de altını çizdi. 1950'li yılların Ortadoğu Coğrafyası’nda darbeler dönemi olarak görülebileceğini aktaran Araştırmacı Muslu, bölgedeki her durumun birbirini tetiklediği ifade etti. 1958 Darbesi’ni tetikleyen unsurun Nasır'ın 1952 yılında 'Hür Subaylar Darbesi'ni yapması olduğunu belirten Muslu, "Bu darbe krala karşı yani monarşiye karşı yapıldı" dedi.
KÖRFEZ SAVAŞI BİR DÖNÜM NOKTASI
1980-1988 yılları arasında süren Irak-İran Savaşı'nın gerçekten tüketici bir savaş olduğunu söyleyen Muslu, bu süre zarfında hem Irak'ın hem de İran'ın ekonomik ve sosyal açıdan çok zor bir duruma düştüğünü açıkladı. Ardından 1990 yılında gerçekleşen Körfez Savaşı'nın bir dönüm noktası olduğunun altını çizen Muslu, petrol üretimini arttırmak isteyen Saddam'ın süreç içerisinde gelişen durumlardan dolayı bunu başaramaması ve sonucunda Irak'ın ciddi sıkıntıya girmesine neden olduğunu söyledi. Muslu, "Bu durumdan hareketle Saddam Hüseyin, Kuveyt'i işgal etti. İşgal, ABD tarafından püskürtüldü. Bu durum bizi 2003 işgaline kadar getirdi ve Saddam rejimi sona erdi" dedi.
İRADE BOŞLUĞUNA DİKKAT
Muslu sözlerini şöyle tamamladı:
"Sonuç olarak 2003 sonrasında, devlet sistemi çöken, etnik, dini temelli aktörlerin ön plana çıktığı, çatışma ortamının oluşup uzlaşma ortamının olmadığı bir yapı görüyoruz. Irak'ta ortaya çıkan bu durumlar aslında 2021 Irak'ının hâlâ yaşadığı sıkıntıların merkezi durumundadır. Siz istikrarlı bir yapı kuramadığınız zaman ülkedeki meşru silahlı gücün devlete ait bir güç olması noktasında irade ortaya koyamıyorsunuz. Bu irade boşluğunun ortaya çıkmasıyla da birbirinden farklı gruplar sisteme dahil oluyor ve kendi korunaklı alanlarını inşa ediyor. Zayıf bir profil sergileyen Irak Hükümeti’nin de ülkedeki istikrarsız ortamın ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm üretmesi kısa vadede mümkün değildir."