Kabul ediyorum, yazının başlığında net bir mesaj yok.
Nereye çekerseniz oraya gider.
Açıkçası bilerek böyle karışık bir başlık çıkardım.
Önümüzde siyasetin çok hareketleneceği günler var ve bugünden gelecekte kimin ne yapacağını kestirmek öyle kolay değil.
Kabul, Faruk Çelik pazar günü Bursa basını ile buluşup bazı mesajlar verdi.
Ne var ki, mesajlardan çok fazla anlam çıkıyor.
Önce Faruk Çelik’in siyasi geçmişini bir hatırlayalım.
Refah Partisi’nde siyasete başlayan Faruk Çelik;
AK Parti Grup Başkan Vekilliği, 2 kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevlerinde bulundu.
Faruk Çelik, 1995 yılında Refah Partisi 7. Sıra adayı olarak girdiği seçimde, Milletvekili seçilemedi.
Refah Partisi Kapatıldıktan sonra, 1999 yılında yapılan Genel seçimde bu kez Fazilet Partisi’nden Bursa Milletvekili seçildi.
AK Parti’nin kurucuları arasında yer alan Faruk Çelik, 2002 Genel seçimlerinde AK Parti’den Bursa Milletvekili seçildi ve Grup Başkanvekili olarak Bursa siyasetinde öne çıktı.
2007 yılında yapılan Genel Seçimlerde yeniden Bursa Milletvekili seçilen Faruk Çelik, bu seçim sonrasında kurulan 60. Hükümette ilk kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı daha sonrasında da Devlet Bakanı oldu.
Bu sürede, 1 Mayıs’ın resmi tatil olmasında, Alevi çalıştaylarının yürütülmesinde ve Diyanet işleri Başkanlığı Kanunu’nun çıkmasında aktif rol oynadı.
2011’deki 24. Dönem Milletvekili Seçimlerinde Åanlıurfa’dan milletvekili seçilen ve 61. Hükümet'te ikinci kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak atanan Çelik, bu dönemde 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği ile Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi gibi önemli birçok kanunun yasalaşmasına katkı sağladı.
1 Kasım’da Åanlıurfa'dan yeniden milletvekili seçilen Çelik, 64. Hükümet'te Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak görev aldı.
Haziran 2015 seçimlerinde, AK Parti’nin 3. dönem kuralına takılan Faruk Çelik, aynı yıl Kasım ayında yapılan seçimde ise yeniden Åanlıurfa Milletvekili oldu ve Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan 64. Hükümet ve Davutoğlu’nun istifasının ardından Binali Yıldırım tarafından kurulan 65. Hükümette Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı oldu.
Faruk Çelik geçen yıl yapılan değişiklik ile kabine dışında kaldı ve siyasi yaşamını Åanlıurfa Milletvekili olarak sürdürüyor.
Bu kadar ayrıntıyı bilerek verdim, çünkü Faruk Çelik’in Bursa siyaset sahnesinde yeniden boy gösterdiği şu günlerde bu bilgileri hatırlamak gerekiyor.
Zira Bursa’da özellikle AK Parti’de siyaset yapan ve yapmak isteyen herkes Faruk Çelik’in bundan sonra ne yapacağını merak ediyor.
Pazar gününe gelene kadar bu konuda net cümleler kurmayan Faruk Çelik, Bursa basını ile bir araya gelerek merak edenlere net sayılabilecek mesajlar verdi.
Baştan başlayayım.
Faruk Çelik, kendisi ve ailesi hakkında çıkarılan dedikodulara kızmıştı, kimi çevrelerin, birilerine para vererek hakkında asılsız yazılar yazdırdığını söyleyerek özetle ve şöyle konuştu:
“Bazı gazetecileri devreye koyup karalama siyaseti yapıyorlar. 33 yıldır siyasetteyim. Ben siyaseti açık yapıyorum, 33 yıldır böyle yaptım. Bana ve aileme iftira atmayın. 6 yıldır sustum ama artık iftira atanlarla uğraşacağım. Mevcut yönetime de giderek olanları anlattım. Bana karşı karalama siyaseti yapanlara karşı bundan sonra tam cephedeyim. Benim siyasi hesabım yok ama Bursa’ya katacağım çok şey var.”
Bursa’da uğradığı silahlı saldırıyı, Åanlıurfa’ya gidişini de anlattı.
Son kabine değişikliği sonrasında Bursa’ya geldiği gün, ağabeyinin Bursaspor’a yardım için verdiği paradan yola çıkılarak FETÖ ile ilişkilendirilerek gözaltına alınmasının siyasi rakiplerinin kendisine verdiği gözdağı olduğunu ima etti.
O dönemde mali kriz içinde olan Bursaspor için işadamlarından kendisinin destek istediğini, 41 kişinin para yardımı yapmasına rağmen, sadece ağabeyinin gözaltına alınmasının manidar olduğunu söyledi.
Faruk Çelik bunları anlatırken, herkes bundan sonra siyasi hayatını nasıl sürdüreceğini merak ediyordu.
“Benim siyasi hesabım yok ama Bursa’ya katacağım çok şey var.” cümlesi kimseyi tatmin etmeyince, doğrudan“ Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak mısınız?” diye soruldu.
Verdiği cevap oldukça netti:
“Bu şartlarda nasıl aday olunacağı bellidir. Yükü taşıyacak birileri varsa, hep beraber destek olalım. Benim tasarrufum yok. Ama eğer bize görev düşerse geliriz, kaçamam.”
Yani AK Parti teamülleri gereği açıkça, “evet adayım” demese de bu yönde bir beklentisi olduğunu da net bir dille söylemiş oldu.
Peki, bundan sonra ne olacak?
Rahmetli Süleyman Demirel, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” demişti.
Görünen o ki, Bursa siyasetini hareketli çok günler bekliyor.