İnsan iradesi olan bir varlıktır ve bu irade insana seçme şansı verir.
Hayatımızı bir film kabul edersek, senaryoyu yazan biz değiliz.
Ama yazılan senaryoda rolümüzü seçme hakkımız vardır.
Aldığımız rolü iyi veya kötü oynamak da bizim elimizdedir.
İşte bu yüzden, başımıza gelen her şeyi kadere bağlamak yanlıştır.
Haydi, şimdi bugüne dek yaşadıklarımızı şöyle bir düşünelim.
Bazen acılar çekip hüznün gözyaşlarını akıttık, özlemler duyduk, pişmanlıklarımız oldu.
Kimi zaman da, huzur duyduk veya sevinç yaşadık.
Karşımıza yol ayrımları çıktığı oldu ve kritik kararlar almamız gerekti.
Bu kararların bazılarını çok isteyerek verdik ve doğruluğundan oldukça emindik.
Bazen de şartlar bizi bu kararı almaya zorladı.
Verdiğimiz her zor karar sonrasında, hayatınızın akışı değişti.
Bazı kararları istemeden aldık.
En kötüsü ise bazı kararları bizim adımıza birilere aldı.
Bize sadece bu karara uymak kaldı.
İşte kaderimiz bu aşamalarda şekillendi aslında.
Şimdi soralım, başımıza gelenlerde ve yaşadıklarımızda bizim hiç mi katkımız olmuyor?
Allah her insana bir kader tayin eder ve ben buna inanıyorum.
O´nun her şeyi bildiğini, her şeye gücünün yettiğini biliyorum.
Her insan için bir kader tayin ettiğinden de şüphem yok.
Ama şunu da biliyorum.
Yüce Allah, insana sürekli olarak iki yol tayin ediyor.
Yani hep bir seçme şansımız var.
O zaman suçu kadere atmak niye?
İşte bu yüzden, başımıza gelen her kötü olayı kader diyemeyiz.
Evet, bir yere kadar olaylar bizi alıp sürükler.
Böyle anlarda, rüzgâra kapılan yapraktan hiçbir farkımız olmaz.
Ancaaak, şimdi biraz düşünelim bakalım.
Hani bir tarihte ıssız bir köşeye çekilip aldığınız bir karar vardı.
Hatırladınız mı o anı?
Kim verdi o kararı?
Hiç kıvırmayalım kararı o kendimiz verdik.
Böyle nice kararlar verdik.
Kimi zaman aklımız ile kimi zaman da duygularımız ile verdik o kararları.
İşte o seçimden sonra da, hayatımız bir başka akmaya başladı.
O anda kendimize bir yol seçtik.
Diğer yolları ise elimizin tersi ile itiverdik.
Girdiğimiz yol yanlış ise suç kimin?
Kaderin mi?