Terör saldırılarıyla ilgili sosyal medya hesabından,
“yeteri kadar insan ölmedi” şeklinde paylaşımlarda bulunan 18 yaşındaki gence,
“terörü övmek” suçundan 6 ay hapis cezası verildi.
Terör saldırısında yaşamını yitiren kasapla ilgili sosyal medya hesabından,
“Onun için hiçbir sempati beslemiyor ve hatta adaletin yerini bulduğunu düşünüyorum” yazan hayvan hakları savunucusu kadına da,
“terörü övmek” suçundan 6 ay hapis cezası verildi.
Bu olaylar nerede mi oldu?
Türkiye´de değil.
Nerede peki?
Söyleyeyim.
Demokrasi havarisi Fransa´da yaşandı bu olaylar.
Diyeceksiniz ki;
“Adamlar terörü övmüş elbette ceza alacaklar”
Kabul.
Bende aynı şekilde düşünüyorum.
İfade özgürlüğü ayrı şey, terörü övmek ayrı şeydir.
Anlaştığımıza göre, devam edelim.
Geçen hafta, Twitter´da “Macron´un bir seçmeni daha azaldı” şeklinde mesaj yayınlayan siyasetçi Fransız siyasetçi Stephane Poussier, mahkemeye çıkarıldı.
Fransız mahkemeleri Poussier´e,
“terörü övmek” suçundan, 1 yıl hapis ve 7 yıl vatandaşlık haklarından men cezası verdi.
Yani, Cumhurbaşkanı Macron´u hicveden Poussier´i hapse atıp,
siyasi hayatını da bitirdiler.
Şimdi soralım mı, “Nerede kaldı Fransa´daki ifade özgürlüğü?” diye.
Yanlış anlaşılmasın sakın, Twitter´da atılan mesajı bende hoş karşılamadım.
Ama Türkiye´ye demokrasi ve ifade özgürlüğü nutukları veren bir ülkede olunca dikkat çekmek istedim.
Neden mi?
Hatırlatalım o zaman.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yılbaşı zamanı Fransa´ya gitmişti.
Bu ziyaretten 2 gün önce,
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bir basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısı bir önceki yılı değerlendirmek için yapılmıştı.
Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın ziyareti öncesinde olunca,
Fransız gazeteciler bu ziyaret hakkında da sorular sordular.
İşte Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu sorular üzerine, birden bire demokrasi havarisi kesildi.
İfade özgürlüğü savunucusu oldu.
Türkiye´deki basın ve ifade özgürlüğüne müdahale edildiğini,
Medyaya sansür uygulandığını,
Gazeteci ve siyasetçilerin hapse atıldığını anlattı.
Hızını alamadı.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´ne imza atan Türkiye´nin,
Avrupa değerlerine uyması gerektiğini söyledi.
Vay bee,
Nasılda süslü cümleler kurmuş.
İyi de, “Bu ne perhiz bu ne salata turşusu”
Ele veriyor talkımı, kendi yutuyor salkımı.